Köyde Kış Nasıl Geçer?
Mart 17, 2019Bulunduğumuz köy konum olarak çok yüksekte değil ama şehre kuş bakışı bakılacak bir mesafede. Ortalama 5 derece bir sıcaklık farkı var. Yazın serinlik açısından keyifli. Ama köyde kış nasıl geçer? Tabii ki içine girip birebir yaşamadan çok da kestirebileceğim bir şey değil. Aklınıza gelmeyen pek çok enteresan olay ya da sizi zorlayan koşullar çıkabiliyor. Ama tabii her şeye rağmen keyifli yanları da var. O zaman köyde kış nasıl geçer, güzellikleri neler, zorlukları neler şöyle bir konunun detaylarına bakalım hep birlikte.
Köyde Kış Keyfi
Köyde kış denilince ilk aklıma gelen en güzel yanlarından biri, tıkanan rögarlardan dolayı yolları basan pis sular yok. Bol bahçe, toprak ve ağaç olunca yağmur ya da kar toprakla buluşuyor ve yollar size kalıyor. Ve tabii şehirde bu karmaşanın getirdiği trafik sorunu da yok. Köy yoluna girdiniz mi, bir oh diyorsunuz. Yağmurun getirdiği bol yeşil anında ruhunuzu dinlendiriyor. Arabadan indiğinizde duyduğunuz toprak kokusunu içinize çektiğiniz anda günün yorgunluğu enerjiye dönüşmeye başlıyor. Bütün kış koşullara göre değişen manzaralar, köyde kış yaşamının en güzel yanlarından biri. İnanılmaz güzel kar manzaraları, yağmurun çileden uzak sesi, sabahları yer yer çöken sis manzaraları… Doğaya uzaktan bakmak ya da arada sırada hafta sonu kaçamaklarıyla misafir olmak değil, birebir doğa ile birlikte yaşamak. İnsana, ruhuna da bedenine de gerçekten iyi geliyor. Hele bir de soba sevenlerdenseniz, değmeyin köyde kış keyfine.
Köyde Soba Keyfi
Şehirden biraz yüksekçe olan köyümüzde sadece bir sonraki kış geleceği söylenen doğalgaz hala yok 🙂 Dolayısıyla soba bizim hayatımızın bir parçası oldu hemen. Ama tabii biz alıştık sağlıklı yaşam, doğal yaşam madem, en doğalından odun sobasıyla oturmaya. Bu zamanda pek çok yalıtım sistemiyle bu konuda şehirdeki kaloriferli bir daire kadar konfora sahipsiniz. Ama tabii bu biraz zahmetlisi 🙂
Çünkü her sabah bir rutininiz var. Köyde kış ve soba keyfi için önce biraz emek lazım. Sobanın külünü dök, günlük odunu getir. Tabii bunun için bahçenizde bir de odunluk olması lazım. Ek bina olarak bunu da listenize ekleyin. Sonra dökülen kül, odun tozu mıntıka temizliğini yap sobayı yak 🙂 Bir süre sonra soba yakmakta ustalaşıyorsunuz. İlk zamanlar benim için biraz çileliydi ama düzenli pratik işe yaradı.
Peki, keyfi yok mu? Soba denince ilk akla gelenler daha keyifli yanları elbet. Üzerinde sabahları ekmek kızartmak, akşamları kestane pişirmek, tıs tıs yapan çaydanlığın sesi gibi… Artık nostaljik keyifler listesinde yer alan soba, doğal yaşamın içinde birden hayatınızın merkezine yerleşebiliyor. Sefasını sürmek kadar cefasını da çekmek kaydıyla tabii ki. Sezon sonu baca silkeletmek, üzerine ev temizlemek ve badana yapmak da cefa kısmına giriyor. Ve tabii kışa girerken de bir karınca edasında çalışıp odun getirtip, onları kestirip, odunluğa yerleştirtmeli ya da ailece etkinlik günü oluşturup yağmurlar başlamadan odunlarınızı odunluğa taşımalısınız. Köyde kış için artık hazırız 🙂
Başka alternatif yok mu? Var tabii ki. Soba değil de şömine olabilir. Ya da katı yakıt kombisi ile doğal gaz da neymiş böyle de konforlu ısınırım diyebilirsiniz. Şömine en az soba kadar zahmetli ve ısıtma açısından biraz daha düşük performanslı kalıyor. Katı yakıt kombisinde de bir yeriniz olacak dışarda kazanı koymak için. Oraya daha az aralıklarla odun atıyorsunuz tabii bu kez dışarı çıkıp. Ama evin içinde rahatsınız. Sadece ısınma sisteminin yönetimi sizde. Herhangi bir sorunda arayabileceğiniz yönetici yok 🙂 Tabii bir de elektrik kesintileri var. Bu durumda doğalgaz da dahil kombili sistemler işe yaramıyor. Ama bir avantajı var. O da doğalgaz ile kıyaslandığında maliyet açısından soba keyfi ile ortalama yarı yarıya kar elde etmiş oluyorsunuz. Seçim sizin…
Köyde Kış Şartlarının Zorlukları Nelerdir?
İçine girip yaşamaya başlayınca anladığım durumlardan biri de, bol ağaçlı yerlerde şimşeklerin şiddeti ve sıklığı daha fazla oluyormuş. Hemen gözünüz korkmasın! Şehirde pek çok yerde paratonerler olduğu için risk yok denecek kadar az oluyor. E bir de ağaç fazla olmayınca şehre 1 şimşek düşerken, bize 5 şimşek düşebiliyor. Tabii bir de kırsal alanda paratoner yok. Tamam yaptıralım bir tane içimiz rahat olsun diyebilirsiniz. Biz de dedik ama, etrafta başka olmayınca, daha fazla risk oluyormuş. Yani bütün şimşekleri üstümüze çekmek istemeyiz değil mi? Madem daha rahat olmaya geldik, zaman içinde alışıyorsunuz. Tabii ben ürken taraftayım ama o manzarayı izlemeyi sevenler için keyifli bir yanı da var. Köyde kış şartlarından alışmanız gereken şeylerden birisi de bu.
İnternet bağlantıları normalde iyi buralarda ama henüz toprak altından geçmediği için biraz narin olabiliyor. Yani fırtına, yağmur, kar bazen sıkıntı yaratabiliyor. Buralarda direkten direğe bağlanan telefon telleri sincapların köy içi gezintilerinde kullandıkları yol olarak geçiyor. :)Tabii ki elektrik kesintileri de aynı sebepten sizi zaman zaman zor durumda bırakabilir. Işıldak ve fener konusunda evimizde özel bir koleksiyon oluşturduk biz mesela. Günlerce olmasa da, saatlerce süren kesintiler olabiliyor. Ama bunun bir güzel tarafı var ki her şeyden kopup, sessizlikte ve kendinizle kalıp gerçek bir dinlenme yaşıyorsunuz. Sadece sobanın ışığı ve sesinde bir güzel kahve yapıp kendinize ister manzara izleyin, ister ailenizle keyifli sohbetler yapın, isterseniz de harika fenerlerinizden birini alıp kitap okuyun. Köyde kış, sessizlik isteyenler için bulunmaz fırsatlar sunabiliyor.
Yaşamın her alanında olduğu gibi köyde yaşamın da avantaj ve dezavantajları var. Benim yaşadığım ortamda hayat böyle. Bunun dışında köyde kış, kar yağdığında nasıl? Sizi nasıl güzellikler ve nasıl maceralar bekliyor, bir sonraki yazımda anlatacağım. Haftaya görüşmek üzere 🙂