Elektrikli Otomobil Nedir?
Haziran 13, 2020Doğa dostu bir otomobil ile tanışmaya hazır mısınız? Her açıdan teknolojik ve bütçeye olumlu katkısıyla elektrikli otomobil baş döndürücü bir etki yaratıyor. Sürüş konforundan mükemmeliyetçiliğine ve sıfır karbon ayak izine kadar pek çok olumlu etkiyi barındıran elektrikli otomobiller 19.yüzyıldan bu yana hayatımızın içinde yer alıyor. Her ne kadar bir süre duraklama dönemine girse de 21.yüzyıl teknolojisiyle artık dünyada elektrikli otomobil önemli bir konuma sahip olmuş durumda. Peki elektrikli otomobil nedir? Tarihinden, dünyada ve ülkemizde kullanımına ve geleceğine doğru bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Olağanüstü bir batarya teknolojisinden bahsediyoruz. İçten yanmalı motorların aksine batarya ve pillerden depolanan elektrik enerjisi, bu otomobil ile günümüz teknolojisinde uzun menzilli yolculuk imkanı mümkün. Sessiz çalışan motor yapısı sayesinde gürültü minimum düzeye indirilmiş durumda. İçten yanmalı motorlardan çıkan karbon salınımının atmosfere verdiği zarara bakılırsa elektrikli otomobillerin çevreci oluşu havadaki temizlik dengesini sağlamada önemli rol tutuyor.
Bataryanın motora verdiği güç ise sadece 60 volt. Şehir elektriğinin çeyreği kadar enerjiyle hareket eden elektrikli araç kullanımı yeni yeni yaygınlaşmaya başlıyor. Ancak zaman içinde dünya genelinde neredeyse her ülkede kullanılabileceği gerçeğini de unutmamak lazım.
Elektrikli Otomobiller Nasıl Şarj Olur?
Elektrikli arabalar nasıl şarj olur dediğimizde aslında farklı yöntemlerin olduğunu söylemek mümkün. Dilerseniz evinizdeki prizi kullanarak alternatif akım yardımıyla dilerseniz de evinizin garajına yaptırdığınız şarj dolum yeri ya da gittiğiniz bir alışveriş merkezinin şarj istasyonunda elektrikli otomobilinizi şarj edebilirsiniz. Evinizde şarj ettiğiniz zaman hemen dolmasını beklemek doğru olmasa da dışarıdaki şarj istasyonlarında elektrikli araç bataryasını daha kısa sürelerde doldurabilirsiniz.
Şarj işlemi de tamamsa elektrikli otomobil ile sürüşe hazır olun! Tabii bu sırada aklınızdan “acaba tek bir şarjla ne kadar gidebilirim” sorusu geçebilir. Teknolojinin durmaksızın ilerliyor olması bu sorunu da alt edebiliyor. Teknolojinin çözümü ise yeni nesil bataryalar. Bataryalar hakkında bilgi edinmek için elektrikli otomobiller için yeni pil üretimi yazımıza göz atabilirsiniz dedikten sonra şimdi de elektrikli otomobiller nasıl ortaya çıktı göz atalım.
Elektrikli Otomobil Tarihi
Elektrikli otomobiller 19.yüzyılın ortalarından 20.yüzyılın başlarına kadar oldukça hızlı bir yükseliş içerisindeydi. Konforundan kullanım kolaylığına ve içten yanmalı motorlara göre avantajlı oluşuna kadar her şeyiyle çok tercih ediliyordu.
20.yüzyılda bugün oldukça fazla kullandığımız içten yanmalı denilen otomobillerin üzerine yoğunlaşıldığında çeşitliliğin fazla olması, yakıtı hemen doldurabilme imkanı ve petrolün bir hayli gelişmesi elektrikli araca yönelimi azalttı. Bunun yanı sıra Ford’un ekonomik açıdan elektrikli otomobille birebir hatta daha uygun oluşu elektrikli otomobil kullanımını yerle bir etti.
Son yıllarda, petrolün çevreye olan olumsuz etkisi ve 1970-80’li yıllardaki petrol krizi batarya teknolojisine duyulan ilgiyi daha da arttırdı.
2000’lerden sonra ekonominin yavaş seyretmesi elektrikli araba üreten ülkeler açısından büyük bir avantajdı. Çünkü otomobil üreticileri SUV gibi fazla yakıt tüketen araç kullanımını azaltarak daha fazla yakıt tasarrufu sunan hibrit ve elektrikli araba üretme çalışmalarına başladı. Haliyle bu çalışmanın rekabeti doğurması üzerine elektrikli otomobil pazar payı da artış göstermiş oldu.
Dünyada Elektrikli Otomobil Kullanımı
Araştırmalara göre global çapta elektrikli otomobil pazar payı sıralamasında Norveç önemli bir sıralamada yer alırken bunun peşini İzlanda ve İsveç takip ediyor. Dünyada 1 milyondan fazla elektrikli otomobil satışı yapılırken Çin sadece pazar payının küçük bir kısmına sahip oluyor. Hem de elektrikli araç satışının yarısından fazlası Çin’de yapılırken.
Araç stoklama durumuna bakacak olursak 2015 yılından bu yana sürekli artış göstermekle birlikte en büyük elektrikli araç stoğuna sahip olan ülkenin ise Çin olduğunu söylemek mümkün. Bu duruma da Çin’deki gelişmeler sebep oluyor.
Dünyada elektrikli araç satışının artmasının sebebi nedir dediğimizde aslında bu durumu doğuran şey oldukça açık: Hükümetin çevreci politikası, vergideki indirimler ve üretimdeki maliyetin azalması… Batarya teknolojisindeki çalışmaların getirdiği enerji verimliliği elektrikli araç kullanımın popülaritesini oldukça artırıyor.
Bu yılın ortasına kadar gelişmesi beklenen batarya teknolojisinin kilowattsaat başına cüzi bir miktarın altına düşmesi hedefleniyor. Elektrikli araçlara yönelimlerin artması da elektrikli şarj istasyonlarındaki yetersizliğe çözüm bulunması gerektiğine işaret ediyor.
Türkiye’de Elektrikli Otomobil Kullanımı
Türkiye’de ilk elektrikli otomobil kullanımı 1888 yılında II. Abdülhamit’in İngiltere menşeili Messers Immisch & Co şirketine sipariş vermesiyle başlıyor. 20 Amper, 48 Volt ve 1 beygirlik motora sahip elektrikli otomobile hayran kalan II. Abdülhamit, tasarımında görev alan mühendisleri ödüllendirerek bu mühendislerin dünyada şöhret kazanmasına ön ayak oluyor. Immisch’in patentini aldığı elektrikli otomobilde ön kısımda tek büyük teker yerine birbirine yakın iki küçük teker yer alıyordu.
II. Abdülhamit zamanından bu zamana geldiğimizde dünya ülkelerine nazaran halen kullanımı az olmasına rağmen Türkiye’de de her geçen gün artış göstermeye devam ediyor.
Günümüz teknolojisinde Türkiye’de üretilen ilk elektrikli otomobil olan Renault Fluence ZE, 220 voltluk prizle 10-12 saat aralığında şarj edilebilen ve tam dolum kapasitesiyle ortalama 185 kilometre yol alabilen bir araçtı. Ancak ülkemizde satış rakamları beklenenin altında olduğundan ve batarya şarj süresinin uzun olması, batarya kirası ve menzilinin yetersiz oluşu Fluence Z.E’yi Türkiye pazarında barındıramadı.
Ülkemizde elektrikli otomobil satışında Toyota C-HR, Toyota Corolla, Hyundai Kona gibi hybrid teknolojiye sahip otomobillerin açık ara önde olduğunu söylemek mümkün. Bunun yanı sıra %100 elektrikli otomobillerin satışı da Türkiye’deki elektrikli otomobil pazar payı için oldukça küçük bir miktar. Ancak günümüzde trafiğe kayıtlı elektrikli ve hybrid otomobil sayısında geçen yıllara nazaran bir artış söz konusu.
Türkiye’de kullanılan elektrikli otomobiller sadece kilometrede 250 Watt saat elektrik tüketiyor. Tabii bunu yıllık miktar olarak değerlendirdiğimizde bu senenin ilk beş ayı içerisinde satılan otomobillerin yıllık tükettiği elektrik miktarı ise yaklaşık olarak 3 GWh’e karşılık geliyor. Tabii ki bu elektrik tüketim miktarını fazlasıyla karşılamak için güneş enerjisiyle çalışan bir santralin olması önemli bir avantaj.
Ülkemizde elektrikli otomobil pazar payı yapılan bazı çalışmalarla artırılabilir. Örneğin şarj istasyonlarının artışı, batarya teknolojisi için yapılan bilimsel çalışmalar ya da elektrikli araç satış rakamlarının daha ekonomik hale getirilmesi gibi teşvik edici çalışmalar yeterli gelebilir.
Elektrikli otomobillere olan yönelim gelecekte doğa dostu elektrikli otomobilleri daha fazla görmemizi sağlayacak.
Elektrikli Otomobillerin Geleceği
Elektrikli otomobillerin kullanımının şimdiki kullandığımız fosil yakıtlı araçların kullanımına göre çevresel faktörler olmak üzere birçok faktör açısından avantajlı olduğundan bahsettik. Ancak elektrikli araçlar için tek dolumla uzun menzilde yolculuk yapılamaması önemli bir dezavantaj.
Tabii bu dezavantajı avantaja çevirmek için batarya teknolojisi üzerinde hummalı bir araştırma yapılıyor ki ülkemizde önemli bir konumda yer alan Sakarya Üniversitesi batarya teknolojisi hakkında çalışmalar yürüten kurumlardan bir tanesi. Avrupa Birliği Horizon 2020 programı kapsamında yüksek enerjili lityum-sülfür bataryaları Türk Savunma Sanayisinde kullanılan İHA ve geleceğin elektrikli otomobillerinde kullanılacak ve mevcut bataryalardan 1,5 kat daha fazla enerjiye sahip olacak.
Menzil ve şarj süresinin azlığının bir diğer çözümü ise akıllı telefonlarımızın şarj sorunu için her an yanımızda taşıdığımız powerbankler olabilir. Otomobillerin arkasına bağlanabilen ve içinde pil olan karavanlar bu soruna bir çözüm getirecek gibi duruyor. Fransa merkezli şirketin bu yeni ve ilginç girişimi menzili artırmada yardımcı olduğundan 60 kilowatt saatlik pil gücüyle elektrikli otomobillerin kullanımını daha da artıracak. Böylelikle elektrikli araç satış fiyatları da düşüşe geçecek.
Aynı zamanda günümüzde Volvo S90, Ford Focus gibi son teknoloji otomobillere entegre edilen yarı otonom ve otonom sürüş teknolojisi bulunuyor. Bu teknoloji elektrikli otomobillerde yer aldığında daha verimli ve güvenli bir yolculuk gerçekleştireceğimizin yanı sıra çevre kirliliğini önemli ölçüde engellemiş olacağız.
Kullanım masrafları ve bakım açısından da elektrikli otomobillerde realitenin ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle yakıtlı ve içten yanmalı otomobillere göre az sayıda parça bulunması bakım masraflarına önemli katkıda bulunacak.
Bataryanın şarj edildiğinde kapasitesinin azalıyor olması elbette zaman içerisinde batarya değişimini gerektirecek. Ancak bu bataryanın tamamen değersiz olması anlamına gelmez. Elektrikli otomobillerde kullanılan bataryaların geri dönüştürülebilir oluşu da batarya üretim maliyetinde önemli miktarda kar edileceğinin bir göstergesidir.
Teknolojinin gelişimi birçok sektörde yenilikçi değişimler doğuruyor. Bize düşen ise yenilikleri takip ederek çağa ayak uydurmak oluyor. Daha temiz bir yaşam ortamına katkıda bulunacak elektrikli otomobiller daha iyi bir teknoloji ile yakın bir gelecekte evlerimizin önünde olacak.